21 Temmuz 2019 Pazar

Özel Okullarda 21. YY Eğitim Liderliği



Özel Okullarda 21. YY Eğitim Liderliği

Özel okulların hızlıca çoğaldığı günümüzde, rekabet ortamının arttığı düşünülse de, yanlız bazı okullar ayakta hatta güncel kalabiliyor. Nedir bu okulları diğerlerinden farklı kılan özellikler?

Öğrenme Ortamında Rol Model Açık Görüşlü Okul Lideri ve Öğrenen Öğretmenler

Vizyon sahibi bir okul lideri, 21. yyda dünyadaki değişimi ve gelişimi takip ederek, yararı kanıtlanmış uygulamaları kurumuna getirebilen, açık görüşlü ve  risk alabilen bir liderdir. Okulun vizyonunun ve misyonunun yaşatılmasına liderlik eden, kendini sürekli yenileyen, geliştiren, öğrenen bir lider, öğretmenlerine ve idarecilere rol model olur. Eğitim kadrosunun eğitimini, gelişimini destekleyen, onları motive eden bir liderle, öğrenmeye ve kendini geliştirmeye  istekli öğretmenlerle dünyadaki yararlı gelişmeler ve uygulamalar kurumda daha kolay bir süreç içinde daha verimli olarak hayata geçecektir.
Öğretmenlerinin risk ve sorumluluk almasına teşvik eden bir liderlik takımı, başarılı uygulamaları, kaynakları, eğitimleri birbiri ile paylaşan, birbirlerine mentorluk yapan öğretmenler, pozitif ve motive edici bir kurum kültürünü, kurum içi işbirliğini ve  yaratıcılığı arttırır.  Öğretmenlerin güçlü yönlerini ortaya çıkaran, birbirleri ile etkileşime girmelerini sağlayarak, ortak planlama ve birbirlerinden öğrenmelerini sağlayan lider ve liderlik takımı, öğretmenlerin öğrenim ve öğretim lideri olmalarını sağlarlar.
Öğrenen ve kendini geliştiren öğretmenler, öğrencilerinin hazır bulunuşluklarını, ilgi alanlarını ve öğrenme modellerini dikkate alarak, öğrencilerin ihtiyaçlarına göre farklılaştırılmış ders planları hazırlar, uygular ve öğrencilerin öğrenmelerini farklılaştırılmış tekniklerle değerlendirirler.
Teknoloji uygulamalarını hayata geçiren, sadece sınıf içini değil, farklı öğrenme ortamlarını da kullanan öğretmenler, öğrencilerin öğrenme süreçlerinde birer rehberdir. Klasik öğrenme ortamının digital öğrenme ortamı ile harmanlandığı, yaparak yaşayarak öğrenmenin temel olduğu, grup çalışmalarının ve tartışmaların kullanıldığı öğrenme ortamlarında, öğrencilerin öğrenme süreçlerinin sorumluluğunu almaları ve aktif öğrenen olmaları sağlanır. Öğrendikleri arasında bağlantı kurabilen,  öğrendiklerini gerçek hayata transfer edebilen, gerçek yaşam sorunlarına çözüm arayan öğrenciler doğar.  
Okul-aile ilişkisini iyi yönetebilen bir kurum, kendini, öğretim sistemi ve uygulamalarını velilerine daha sağlıklı bir şekilde aktarabilir. Velilerini öğrenme ortamına dahil eden, velileri ile pozitif iletişim içinde olan okullara velilerin inancı ve güveni yüksektir. Okulun eğitim öğretim sistemi ve yaklaşımları evden de desteklendiğinde meraklı,düşünen, araştıran sorgulayan, açık görüşlü, ilkeli, duyarlı, dengeli ve dönüşümlü düşünen bir profile sahip olarak yetişen ve gelişen çocuklar birer dünya vatandaşı olarak hayata katkıda bulunurlar ve öğrenmeye her daim tutku ile bağlı olurlar.
                                                                                                            Pelin Üster
                                                                                             Psikolog, Mentor ve Eğitim Lideri
                                                                                                            21.07.2019

Mentor- Mentee İlişkisi ve Mentorluk Sisteminin Yararları



Mentor- Mentee İlişkisi 

Mentor; Bilgi, beceri, tecrübe ve kıdem olarak üstte olup, birikimini kendinden daha az bilgi, beceri ve tecrübeye sahip olan kişi ile paylaşan, yol gösteren kişidir.
Mentee; Mentor desteği alan kişidir.

Mentor- mentee ilişkisi çoğu zaman gönüllülük ilkesine dayanır. Mentor paylaşmaya ve yardıma hazırdır, mentee gelişmek ve ilerlemek ister. Bir organizasyonda kişi kendi mentorunu seçebilir, organizasyon tarafından da kişiye bir mentor atanabilir.

Mentorlugun yönetici tarafından yapılması, patron- çalışan ilşkisini ve değerlendirme sürecini barındırdığı için uygun değildir. Yöneticinizin sizin geliştirilmesi gereken yönlerinizi bilmesini istemeyebilirsiniz, kendisine ne kadar dürüst ve açık olacağınızı kestiremeyebilirsiniz, kendisi ile fikir ayrılığına düştüğünüzde nasıl hareket edeceğinizi bilemeyebilirsiniz.

Mentörlük süreci, güven, saygı, öğrenmeye ve gelişmeye duyulan istek ve bağlılık üzerine kurgulanmıştır. Sorun çözme, kendini doğru ifade etme vb. becerileri desteklemeye dayalı olabileceği gibi, mentorluk kariyer hedefine ulaşma amacını da barındırabilir. Mentor bilgi, beceri, kaynak ve tecrübe paylaşarak, menteeye yol gösterek ve geri bildirim vererek, menteenin gelişimine katkıda bulunur.

Mentor olarak atanan kişi, kendisini kurum tarafından değer verilen, saygı duyulan ve güvenilen bir çalışan olarak görür. Mentee ise kurumun kendisine yatırım yaptığını ve desteklediğini hisseder. Bu yönüyle mentörlük uygulaması her iki tarafın da yararına işlemektedir. Mentor, menteenin gelişimine katkıda bulunarak duygusal bir doyum yaşar. Seanslarda mentor da kendini, süreci, meslek hayatını ve etkinliğini değerlendirerek, çıkarımlarda bulunur ve farkındalığını arttırır.  
İş ortamında iletişimi ve güveni arttıran bir süreç olduğu için, pozitif kurum kültürünü ve verimliliği destekler, performansı arttırır.

Mentorluk sürecinin verimli işleyebilmesi için, rol tanımlarının açıklıkla yapılması, beklentilerin belirlenmesi ve sürecin nasıl işleyeceğinin konuşulması gereklidir.
Saygı ve güveni oluşturmak öncelikle mentorun görevidir ama bu süreci mentor ve mentee birlikte sürdüreceklerdir. Karşılıklı zaman ayırabilme, mentorluk seansı için bir ajandanın oluşturulması, birlikte planlanan bir amaca yönelik hareket edilmesi ve mentörlük ilişkisi sırasında saygı ve hoşgörünün sürekli var olması gereklidir. Menteenin bilgi, beceri, kaynak ve tecrübenin ne kadarını aldığı ve uyguladığı, mentor her ne kadar geri-bildirim verse ve teşvik etse de, menteenin sorumluluğundadır.

Organizasyonlardaki mentorluk uygulamalarının kuruma aidiyeti ve iş verimliliğini arttırdığı araştırmalarla ispatlanmıştır. Kişisel gelişimi ve kariyer gelişimini destekleyen mentorluk uygulamanın sağlıklı bir şekilde organizasyonlarda uygulanması dileğiyle…
                                                                                                                                                                                                     Pelin Üster
      Psikolog, Eğitim Lideri ve Mentor
           20.07.2019

19 Temmuz 2015 Pazar

Aile Olmak Atölye Çalışması


Aile Olmak 


www.facebook.com/PsikologPelinUsterIEgitimIAileICocukIKariyer


Aile yaşayan bir sistemdir, ilişkiler ağıdır, farklı dinamikler içerir. Aile sistemini yakından tanımak, kendi aile sisteminize bakmak, neyi farklı yapabileceğinizi keşfetmek ve deneyimlemek istiyorsanız, çok yakında gerçekleşecek "Aile Olmak" seminerine davetlisiniz.

7 Temmuz 2015 Salı

Kelebekler Neyi Simgeliyor ?

KELEBEKLER

Kelebekleri hep sevmişimdir ama son yıllarda kelebeklere olan düşkünlüğüm arttı, kelebek motifli herşey ilgimi çeker oldu. Nedenini sorguladım.
Turtıldan gelişen ve güzelleşen kelebekler;  değişimi, dönüşümü ve yeni hayatı sembolize ediyor.  Farklı aşamalardan, zorluklardan geçerek, güzel ve renkli başka bir şeye dönüşmek...













Yaşamımda, kişiliğimde ve düşünme biçimimdeki değişiklikleri, dönüşümü ve gelişmeyi çok güzel sembolize ediyor “kelebekler”.
Yunan mitolojisinde, kelebek, akıl ve ruh (psyche) demek ve psikoloji (psychology) de buradan türemiştir. Bu da oldukça anlamlı...

Kelebek etkisi kavramını düşünürsek, küçük değişimler, büyük etkiler doğurur.

Ben bendeki değişimi ve gelişimi görüyorum ve benimsiyorum. Bunu hem kendi yararıma, hem de başkalarının yararına kullanıyorum. 

Pelin Üster

30 Haziran 2015 Salı

En Sağlıklı Ebeveyn Tutumu- Demokratik Ebeveyn Tutumu

En Sağlıklı Ebeveyn Tutumu- Demokratik Ebeveyn Tutumu

Ebeveyn tutumu, çocuk yetiştirmede ebeveynlerin kullandığı stratejilerdir. Ebeveyn tutumunu tanımlayan üç boyut; çocuğun ihtiyaçlarına cevap verme şekli, kural koyma ve disiplin uygulamalarıdır.
Ebeveyn tutumunu belirleyen etmenler ebeveynden ebeveyne değişiklik gösterir.
Ebeveynlerin zihinlerindeki ideal çocuk örneği, ebeveynlerin ve çocuğun karakteri, ebeveynlerin kendi yetiştiriliş tarzları, içinde yaşanılan kültür, ebeveynlerin sosyo-ekonomik durumu ve çocukların sayısı, yaşları ve cinsiyetleri ebeveyn tutumunu belirleyen etmenlerdir. Örneğin otoriter tarzda yetiştirilen ebeveynler, aşırı hoşgörülü tarzı, ebeveyn tutumu olarak benimseyebilirler.
Tanımlanmış farklı ebeveyn tutumları arasından en sağlıklı olanı  Demokratik Ebeveyn Tutumudur.
Demokratik ebeveyn tutumunda;
Sevgi ve saygı esastır.
 Sınırlar nettir.  
 Hoşgörü ve çocuğun hata yapmasına müsaade vardır.
Ebeveynlerin çocukları ile ilgili beklentileri vardır ama çocuğun yaşına ve yapısına uygundur.
Çocuğa belli sınırlar dahilinde özgürlük tanınır.
Çocuğun özgüven gelişimine önem verilir.
Çocuğa ev içinde sorumluluk verilir.
 Ebeveyn tutarlı davranır, söyledikleri ile yaptıkları uyumludur.
Çocuğuna örnek  olmaya çalışır.
Aile içinde iletişime ve paylaşıma önem verilir.

Dilerim, bu tutumu benimseyen ebeveynlerin ve böyle aile ortamında yetişen çocukların sayısı gün geçtikçe artar...

Uzm. Psikolog & Psikolojik Danışman Pelin Üster (MBA)


29 Haziran 2015 Pazartesi

Yetişkinlerde Öfke Kontrolü

YETİŞKİNLERDE ÖFKE KONTROLÜ
Öfke bir davranış değil fizyolojik özellikleri olan bir duygudur. 
Öfkenin altında yatan farklı duygular olabilir; kaygı, üzüntü, incinmişlik, güvensizlik, savunmaya geçme ihtiyacı vb.
İnsan ilişkilerinde yaşanan pek çok sorun, uygun biçimde ifade edilmemiş öfkeden kaynaklanmaktadır. 
Uygun biçimde ifade edilmeyen öfke kişiler arası ilişkilerde olduğu gibi fiziksel ve psikolojik sorunlara yol açabilmektedir. Bunlar arasında kalp krizi, baş ağrıları, dolaşım sorunları, mide problemleri, duygusal sorunlar, kaygı, depresyon vb. bulunmaktadır.
Öfkeyi doğru biçimde ifade etme becerisine öfke kontrolü denilmektedir. Öfkeyi bireyin kendisi ve çevresi için zarar vermeyecek bir şekilde, saldırganca olmayan ve şiddet içermeyen bir tutumla ifade etme becerisidir. 
Öfke Sinyallerinin farkında olmak öfke kontrolünün önemli bir adımıdır; Yüz kızarması, gergin kaslar, hızlı kalp atışları, nefes alıp verme hızında farklılık öfkenin sinyallerinden birkaçıdır.
Öfkenizi Tetikleyen Ortamlar/Durumların farkında olmak diğer önemli bir adımdır;  Araba kullanmak, acelenizin olması, alışveriş yapmak, işyerinde olmak, kalabalığın ortasında olmak vb.

ÖFKE KONTROLÜ YÖNTEMLERİ
Ortamdan Uzaklaşmak
Sizi geren, strese sokan ortamdan uzaklaşmak, sakinleşmek
Gevşeme
Burundan derin nefes almak ve kişinin kendini çok rahat hissettiği bir ortamı hayal etmek
Yoga, meditasyon, masaj gibi yöntemler kullanmak
Bilişsel Yeniden Yapılandırma
Öfkelenmiş insanların düşünceleri gerçekçi değildir. Kötümserdir. Düşünce sistemimizi ve dilimizi daha gerçekçi hale getirmektir.
Problem Çözme
Yaşanılan öfkeden ziyade soruna çözüm bulmaya odaklanmaktır. 
İletişim Becerilerini Geliştirmek
Dur-Düşün-Hareket Et yöntemi ile yavaşlamak ve cevaplarınızı düşünmektir. Aklınıza ilk gelen şeyi söylemeyin, ne söylemek istediğinizi sakin ve dikkatlice düşünün. Aynı zamanda diğer kişinin söylediklerini cevap vermeden dikkatlice dinleyin. Öfkenin altında yatanı dinleyin.
Mola Vermek
Kendinize bir mola vermek. Gün içinde özellikle stresli olacağını bildiğiniz saatlerde sadece kendiniz için kullanabileceğiniz bir zaman ayırmak.
Uzm. Psikolog & Psikolojik Danışman Pelin Üster (MBA)




28 Haziran 2015 Pazar

TEOG ile ilgili Son Durum

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği’nden yapılan açıklamada, kayıtlarla ilgili şöyle denildi:

1. Milli Eğitim Bakanlığı’nca daha önce 24 Haziran 2015 tarihinde açıklanacağı bildirilen TEOG Yerleştirmeye Esas Puanı, soru iptali talebi ile açılan dava sonucunun beklenmesi nedeniyle belirlenen tarihte resmi olarak açıklanamamıştır.
2. Özel okullar için şu ana kadar ilan edilen kayıt takvimleri bu nedenle iptal edilmek zorunda kalınmıştır.
3. Gerek duyan özel okullar yaptıkları ön kayıtlarını, puanların değişmesi ihtimaline karşı yeniden hesaplanmak kaydıyla geçerli kabul edecek ve resmi açıklamadan sonra tekrar hesaplama yapmak koşuluyla ön kayıtlarına devam edecektir.
4. Gerek duyan özel okullar, Yerleştirmeye Esas Puan resmen açıklanana kadar yapılan ön
kayıtlarını iptal etmiş ve kayıt sistemlerini durdurmuştur.
5. Yerleştirmeye Esas Puanlar 26 Haziran Cuma akşamına kadar açıklandığı takdirde özel okullar 27 – 28 Haziran Cumartesi – Pazar günleri ön kayıt yapacaklar veya yapmaya devam edeceklerdir.
6. Bu durumda özel okullar, 29-30 Haziran tarihlerinde kesin kayıt yapacak ve 1-5 Temmuztarihleri arasında serbest kayıt sistemine geçeceklerdir.
7. Özel okullar kayıt kurallarını ve kayıt takvimlerini, kendi resmi web sitelerinde ve okullarında velilerin görebileceği bir yerde ilan edecektir.
8. Yerleştirmeye Esas Puanların daha geç bir tarihte açıklanması durumunda Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirleyeceği yeni takvime göre özel okulların yeni kayıt takvimi de kamuoyuna duyurulacaktır.

Öte yandan öğrencilerin TEOG tercih işlemleri, 6-16 Temmuz 2015'de e-okul sisteminden alınacak. Yerleştirme işlemleri için tercihler Ramazan Bayramı tatili nedeniyle 6 Temmuz 2015 tarihinden itibaren 16 Temmuz 2015 saat 13:00’e kadar e-okul.meb.gov.tr internet adresinden yapılabilecektir. TEOG yerleştirme sonuçları, 14 Ağustos´ta ilan edilecek. Yerleştirmeye esas nakil tercih başvuruları, 3 dönem halinde yapılacak. Buna göre, ilk nakil başvuruları, 17-21 Ağustos´ta yapılacak ve sonuçları 24 Ağustos´ta açıklanacak. Nakil tercihlerinde 2. dönem başvuruları ise 24-28 Ağustos´ta yapılacak ve sonuçlar 31 Ağustos´ta duyurulacak. 3. dönem yerleştirmeye esas nakil tercih başvuruları da 31 Ağustos-4 Eylül´de yapılacak ve sonuçlar 7 Eylül´de açıklanacak.